NİSA NUR BACAK/ANKARA-BHA

Anahtar (A) Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Ankara 1. Olağan İl Kongresinde konuştu.

Bugün A Parti’nin kongresinin yapıldığı salonla yarın AK Parti’nin Ankara 8. Olağan Ankara Kongresinin de yapılacağı Ankara Spor Salonunda sadece salonlar farklı. Ankara Kurucu İl Başkanlığı görevini yapan M. Gökhan Özdemir,  salonun gelecek aylarda yıkılacağını hatırlattı. Yavuz Ağıralioğlu da salonda 29 yıl önce Muhsin Yazıcıoğlu’nun gençlik teşkilatında yer aldığı döneme dair verilen sözleri 29 yıl sonra yeniden vermek zorunda kalmasına ilişkin AK Parti Kongresinde verilecek vaatlere şu tepkiyi gösterdi:

“Nice kongrelere şahit olmuş bir salon. 29 yıl evvel Muhsin Yazıcıoğlu’nun gençlik teşkilatının başında seslenmiştim. ‘Yeniden cemre gibi düşmek toprağa, yeniden fethetmek Anadolu’yu’ diye şiiri burada okumuştum. Yaşadıklarımızın hiç kimse tarafından yaşanmayacağına bir söz verdik o zaman. 29 yıl geçti, ben yine aynı salonda aynı kürsüde 29 yıl önce söylediklerimi söylemek zorunda kalmışsam bu yöneticilerin bir hesap vermesi gerekmiyor mu?

Ben bugün yıkılacak bu salonda, sen yarın yeni yapılmış salonda aynı şeyleri söyleyeceksek bu memleket yönetilememiş demektir! 

Nice kongrelere şahitlik etti bu salon, herkes umut eşitlik dolu bir hazine faizin enflasyonun olmadığı bir memleket vadetti. Madem herkes bunun vaadiyle geliyor biz bunun hesabını kimden soracağız?”

“Bugün yapamadığınız neyi yapacaksınız?”

Ağıralioğlu, hükümetin 2028-2029 vizyonuna ilişkin çıkışlarına da eleştirilerde bulundu. Ağıralioğlu, “2028’de bugün yapamadığınız neyi yapacaksınız? Siz sandıkta ne arıyorsunuz bize söyleyin. Sahip olmadığınız hangi kudreti arıyorsunuz sandıkta?

Yapay zekâ, medya okuryazar bir toplumun oluşumuna dönüşüyor – Birlik Haber Ajansı

“Bu memleket istatistik yemiyor, ekmek yiyor”

Kiralar ortada, pazar gıda enflasyonu ortada, faiz ortada, verdiğiniz zam ortada 3 ayda eriyen zam ortada, hukuk ortada, ekonomide durduğumuz yer ortada, sınırlarımız ortada. Eskiden kasada sen ödeyeceksin ben ödeyeceğim kavgası olurdu; hiçbiri olmuyor. Çünkü kimsenin yemek ısmarlayacak gücü kalmadı, bitti. Bu memleket istatistik yemiyor, ekmek yiyor. Çocuklarımız yemek yiyemiyor diye bodurlaşma var. Yarış anaokulunda kopuyor. Yemek yemediği için aç karna okula gelen çocuk var. Sizin istatistiklerinize bakınca süt liman gözüküyor.

“Herkesin bağırdığı memlekette iktidar herkesten çok bağırıyor”

Hakikat mi istatistik mi göreceğiz. Yolun başında tevazu yolun sonunda siz kimsiniz cihetleri, yolun başında fakir sofraları yolun sonunda siz kimsiniz cihetleri, yolun başında fakir sofraları yolun sonunda bin kişinin asgari ücretini verecek kadar israf, yolun sonunda fakirlik var mı ki diyen bir cihlet. 

Herkesin bağırdığı memlekette iktidar herkesten çok bağırıyor. Millet bağırıyor mağduruz diye siz niye bağırıyorsunuz?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Milletn adamı” olarak anons edilmesine değinen Ağıralioğlu, şu soruyu yöneltti:

“Sayın Cumhurbaşkanı ‘milletin adamı’ olarak çağırılmayı çok seviyor, programlarda onu ‘milletin adamı’ olarak davet ediyorlar. Sormak istiyorum; siz milletin adamıysanız biz millet olarak yapılacak bir işimiz olduğunda niçin adam aramak zorunda kalıyoruz? 

“Herkese parmak sallar bir hükümetimiz var”

Yollar yapıyorsunuz, hastaneler yapıyorsunuz garantiyi milletiniz veriyorsunuz. Hapishane için bütçe talep etmişler, inşallah mahkum garantisi vermemişsinizdir. Son dönem heves ettiklerinize bakınca sanki mahkum garantisi vermiş gibisiniz. Latifesini yapıyorum ama ben bu hükümete latife yapmaktan da korkar oldum. Herkese had bildirir. Herkese işinize bakın diye seslenir, kızar, parmak sallar bir hükümetimiz var.”