ANKARA-BHA

ABD‘nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, dışişleri bakanlığı için Florida Senatörü Marco Rubio‘yu aday gösterdiğini açıkladı. Rubio, özellikle İran, Çin ve Türkiye’ye yönelik sert tutumuyla bilinirken, İsrail’e güçlü desteğiyle de dikkat çekiyor. Rubio’nun bu yeni görevi üstlenmesi halinde Türk-Amerikan ilişkilerinde önemli değişimlerin yaşanabileceği ifade ediliyor.

Trump’tan resmi açıklama

Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, Rubio’nun dış politika alanındaki tecrübesine güvenini belirtti. Trump, Rubio’nun ABD’nin küresel çıkarlarını koruma yolunda önemli bir isim olacağını vurguladı. Senatör Rubio, yıllardır Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde aktif bir rol oynuyor ve İran, Çin ile Türkiye’ye yönelik politikalarda sert söylemleriyle biliniyor. Rubio’nun dışişleri bakanlığı görevine atanması durumunda, ABD’nin bu ülkelere yönelik stratejilerinde daha kararlı ve agresif bir yol izlemesi bekleniyor.

Rubio’nun Türkiye tutumu

Rubio, geçmişte Türkiye’nin Suriye politikalarına ve bölgedeki güvenlik önlemlerine yönelik eleştirilerde bulunmuştu. Türkiye’nin kürtlerle ilgili politikalarına dair söylemleri de zaman zaman iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açmıştı. Rubio’nun dışişleri bakanlığına atanması, özellikle Türkiye’nin bölgesel güvenlik politikalarıyla ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirebilir.

Antalya’da Likya yolunda mahsur kalan İngiliz çift kurtarıldı – Birlik Haber Ajansı

ABD’nin yeni dış politika rotası

Rubio’nun dışişleri bakanı olarak göreve gelmesi, ABD’nin İran ve Çin’e karşı daha sert bir politika izleyeceği beklentisini güçlendirdi. Bunun yanında, İsrail ile ilişkilerin daha da yakınlaşması, Ortadoğu’daki dengeleri ve Türk-Amerikan ilişkilerini yeniden şekillendirebilir. Trump yönetiminin, Rubio’nun atanmasıyla birlikte İran ve Çin gibi ülkelere karşı daha şahin bir tutum sergilemesi, ABD’nin dış politikadaki yeni dönemi hakkında fikir veriyor.

Rubio’nun bu göreve getirilmesi, Trump’ın ikinci dönemde özellikle Ortadoğu ve Asya’daki stratejik duruşunu belirginleştireceği bir sürece işaret ediyor.