3 Ekim 2024 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında önemli konular ele alındı. Toplantının ardından yayımlanan bildiride, Türkiye’nin ulusal güvenlik stratejileri ve dış politika yaklaşımına ilişkin detaylar paylaşıldı.

Toplantının ana gündem maddeleri arasında terörle mücadele, komşu ülkelerle iş birliği, Filistin meselesi ve bölgesel istikrar yer aldı. Bildiride, PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonların azim ve kararlılıkla devam ettiği belirtilirken, bu operasyonların yurt içi ve yurt dışında başarıyla gerçekleştirildiği vurgulandı. Ayrıca, Suriye topraklarında terör örgütlerinin etkisiz hale getirilmesine yönelik faaliyetlerin aralıksız sürdürüleceği ifade edildi.

Irak ile olan ilişkilerin de gündeme geldiği bildiride, özellikle PKK/KCK-PYD/YPG gibi ortak tehdit oluşturan terör örgütleriyle mücadelede iş birliğinin artırılacağına dair kararlılık belirtildi. Kardeş Irak halkının güvenliği, huzuru ve refahına verilen önem bir kez daha vurgulandı.

Filistin halkının maruz kaldığı saldırılar ve soykırım konuları da toplantıda gündeme getirildi. Türkiye’nin, Filistin’de kalıcı ateşkes ve barış sağlama konusundaki kararlılığına dikkat çekilerek, uluslararası çabaların artırılması gerektiği ifade edildi. Bildiride, İsrail’in Filistin topraklarındaki saldırılarının Orta Doğu’ya yayılma hedefiyle gerçekleştiği ve bu durumun engellenmesi için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gibi uluslararası aktörlere bir an önce harekete geçme çağrısında bulunulduğu belirtildi.

TUSAŞ’taki terör saldırısında şehit olan 5 kişinin kimlikleri açıklandı

Ayrıca, Türkiye’nin Lübnan halkı ve hükümetiyle dayanışma içinde olacağına dair net bir mesaj verildi. İsrail’in, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ni istenmeyen kişi ilan ederek ülkeye girişini yasaklaması, “hukuk tanımazlığın son örneği” olarak kınandı.

Son olarak, Akdeniz ve Ege Denizi’nde kalıcı istikrarın sağlanması için Türkiye’nin iş birliği zeminlerini geliştirme konusundaki samimi yaklaşımının suistimaline izin verilmeyeceği ve aklıselimle hareket etmenin en doğru tercih olduğu vurgulandı.