ANKARA-BHA

2024 yılı itibarıyla Çin’in ana karada nüfusu 1 milyar 408 milyon 280 bine geriledi. Ulusal İstatistik Bürosu verilerine göre, 2023’te 1 milyar 409 milyon 670 bin olarak kaydedilen nüfus, 2024’te azalma göstermeye devam etti. 2022 yılından bu yana devam eden nüfus düşüşü, 2023’te ilk kez kaydedilen azalmadan sonra 2024’te de sürdü.

Ülke genelinde doğum oranlarında bir artış gözlemlenirken, ölüm oranlarında ise bir azalma kaydedildi. 2024’te 9,54 milyon bebeğin dünyaya gelmesiyle yeni doğan sayısı, 2023 yılına göre yüzde 5,7 oranında artış gösterdi. Doğum oranı, geçtiğimiz yıl binde 6,39’dan 2024’te binde 6,77’ye yükseldi. Ancak, 2023 yılı itibarıyla ulusal kayıtların tutulmaya başlandığı 1949’dan bu yana en düşük doğum oranı kaydedilmişti.

Öte yandan, 2024 yılındaki ölüm sayısı 10,93 milyon olarak kaydedilirken, bu rakam 2023’te 11,1 milyon düzeyindeydi. Böylece ölüm oranı, binde 7,87’den binde 7,76’ya düştü. Nüfusun demografik yapısı incelendiğinde, 65 yaş ve üstü bireylerin toplam nüfusun yüzde 15,6’sını oluşturduğu belirtiliyor.

Kuzey Yıldızı’nda ilk düğün – Birlik Haber Ajansı

Kentsel ve kırsal nüfus dağılımında, 2024 yılında kentsel nüfus 943,50 milyona ulaşarak, önceki yıla göre 10,83 milyonluk bir artış gösterdi. Kırsal nüfus ise 464,78 milyona gerileyerek 12,22 milyon azalma yaşadı. Bu durumda, kentsel nüfusun toplam nüfus içindeki payı yüzde 67’ye, kırsal nüfusun payı ise yüzde 33’e yükseldi.

Analistlere göre, Çin uzun vadeli demografik değişim sürecine girmiş durumda. Nüfus artış hızının 2016’dan beri düşüş göstermesi ve ilerleyen yıllarda daha da hızlanacak bir nüfus azalmasının yaşanacağı tahmin edilmektedir. Hükümet, 1980’lerden itibaren uyguladığı “tek çocuk” politikasını sona erdirip 2016’da çocuk sahibi olma sınırını 2’ye, 2021’de ise 3’e çıkarmıştı. Ancak, ekonomik büyümenin yavaşlaması ve yaşam koşullarının zorlaşması nedeniyle aileler çocuk sahibi olma konusunda tereddüt yaşıyor. Uzmanlar, nüfus azalmasının iş gücü potansiyelinde azalmaya yol açabileceği ve bunun da ekonomideki etkilerinin ilerleyen dönemlerde hissedileceğini öngörüyor.